Vadeli hesap, yatırılan paranın belirli bir zaman içinde faiz getirisi sağladığı bir mevduat hesabı çeşididir. Vadeli hesapta, hesaba yatırılan ana para; 1 ay, 3 ay, 6 ay veya 1 yıl gibi belirli periyotlarda belirlenen faiz oranı kadar getiri sağlar. Belirlenen süre uzadıkça faiz oranı, dolayısıyla elde edilen getiri artar 3.FAİZ VE KÂR PAYI ARASINDAKİ FARKLAR. Katılım bankacılığının esası olan kâr payı ile klasik bankacılığın esası olan faiz arasındaki farkları anlamak, iki sistem arasındaki farkı görmek açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle faizin ve kâr payının arkasındaki düşünce sistematiğini iyi anlamak 50000 TL ve altındaki kredi kullanımları için maksimum vade 36 ay, 50.001 TL-100.000 TL arası kullandırımlar için maksimum vade 24 ay, 100.001 TL ve üzeri kullandırımlar için maksimum vade 12 aydır. s.a ben teknoser diye bir şirkette çalışıyorum .burda kredi kartı pos cihazlarına bilgisiyardaan versiyon atıyoruz.bankayla anlaşmalı şirket. kazandığım müslümanlar faiznedir, ceza nedir, vade farkı nedir öğrenmek zorunda. yoksa her şeye bu faiz deyip hareket demez hale gelecekler. bir araştırın müslüman ekonomistlere sorun Peygamberefendimiz (asm) kendisine gelen fiyatları sabitleme teklifini kabul etmemiş ve “Fiyatları belirleyen, bolluk, darlık ve rızık veren Allah’tır.” buyurmuştur. (1) Demek ki oran belirlerken piyasa fiyatlarını dikkate almak gerekir. Eğer piyasada oluşan bir fiyat yoksa iş kişinin vicdanına kalıyor. xC2pI3. ALTIN HESABI AÇMAK CAİZ Mİ? ALTIN HESABININ DİNİ HÜKMÜ NEDİR?Günümüzde hem faizli bankalar hem de faizsiz çalıştığını ileri süren katılım bankaları, “Altın Hesabı” adı altında hesap açarak müşterilerini bu hesaplara altın yahut altına endeksli para yatırmaya davet etmekteler. Bu hesapların işleyişi ve bu hesaplara para yatırmanın fıkhi hükmü şöyledirBankalarda, altın ve döviz alım satımı için açılan fona para yatırmakta sakınca yoktur. Ancak, bu fonun işlemleri içerisinde repo, tahvil, bono alımı satımı gibi faizli işlemlerin bulunması halinde, bu fonlara para yatırmak caiz söz konusu altın veya döviz hesabına yatırılan paraların ilgili banka tarafından nerelerde değerlendirildiğine, İslam'a uymayan işlemlerin ve uygulamaların olup olmadığına göre de hüküm değişmektedir. Örneğin bazı bankalar "Altın fiyatlarının yükselmesiyle kazanıyor, düşmesiyle ana paranızı koruyorsunuz." şeklinde bir güvence vermektedirler. Bu durum caiz altın veya döviz hesabına yatırılan para ile faizli işlemlerde kullanılmadan helal olan ticari işler yapılırsa ve yapılan ticaretin sonucunda da kâr-zarar paylaşılırsa, altın veya döviz hesabına para yatırılması caiz banka ve diğer bazı finansal kuruluşların altın hesabı aracılığıyla yaptıkları işlemler temelde ikiye ayrılır1 Türev nitelikli işlemler Yani kasada da başka bir yerde de altın bulunmadığı halde, elektronik ortamda veya kâğıt üzerinden kaydi şekilde altın alım ve satımı, hatta fon işletimi yapılmaktadır. Bu tür işlemler fıkhın konuya ilişkin birçok kuralının ihlalini barındırdığından fıkhen caiz Bizzat altını alıp satmak suretiyle yapılan işlem Bu da iki şekilde olmaktadırBirincisi, bankanın kasasında, -bu kasa ister merkezde isterse şubede olsun fark etmez- belli bir miktar altın bulunur. Banka para yatıran kişiye, yatırdığı paraya karşılık gelen miktarı altın olarak ya hemen teslim eder yahut onun adına açılan hesaba kaydeder. Kişi istediği zaman gidip altını ya bizzat ya da TL veya başka para birimine bozdurarak alır. Bu şekildeki bir işlemde fıkhen sakınca yoktur. Elden alındığında “fiili kabz”, hesaba kayıt şeklinde teslim alındığında ise “hükmi kabz” gerçekleşmiş olur. Altın kişinin hesabına kaydedilmek şartıyla, talep edildiğinde bir veya iki gün gibi bir süre içerisinde teslimi fıkhen mahzur taşımaz. Önemli olan akdin bitirilmiş, bedellerin tarafların hesabına nakledilmiş ve fiilen yatırılmış bazı katılım bankaları altın borsasındaki depolarda adlarına belli meblağda külçe halinde altın alıp tutarlar. Talep eden müşterilerine bu depodaki altını satmakta satın alan kişi adına altın hesabı açarak kaydetmekte, hesaba altın kaydedildikçe depodaki altından o miktardaki kısım düşülmekte ve böylece depodaki altının tükenmesi durumunda yeni bir meblağ alınıp işlemler onun üzerinden devam ettirilmektedir. Bu tür işlemde altınlar külçe halinde olduğundan, depolama, taşıma, bozdurma vb. masraflara katlanmamak, bu masrafları sonuçta müşteriye yansıtmamak için yani ticari nedenlerle küçük meblağlı işlemlerde altın bizzat teslim edilmemektedir. Fakat altını satın alan kişi veya kişiler örneğin 1 kg. ve katları gibi, bankaya göre değişmekte belli bir yekûn tutan altını satın alır da bizzat teslimini talep ederlerse bu durumda bahsedilen masraflar yansıtılarak teslim olarak birinci şıkta türev nitelikli işlemler anlatıldığı şekliyle altın ticareti fıkha şıkta bizzat altını alıp satmak suretiyle yapılan işlem söz konusu edilen her iki işlem çeşidi de anlatılan şekilde gerçekleştirilmek şartıyla caiz olur. Burada önemli olan, işlemin anlatıldığı gibi gerçekleşip gerçekleşmediğinin net bir şekilde Tahvili ve Altına Dayalı Kira Sertifikası caiz midir?Tahvil, orta ve uzun vadede borç sağlamak amacıyla anonim şirketler, devlet ya da kamu kuruluşları tarafından çıkarılan, yatırımcıların anaparasını garanti altına almasının yanında belirli vadelerle hamiline faiz getirisi sağlayan borç senetleridir. İslam’da verilen borcun belli bir senetle teminat altına alınmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak anaparanın dışında herhangi bir ücret almak ya da menfaat sağlamak faiz kapsamındadır. Buna göre, altın tahvili, Altına endeksli bir iç borçlanma senedi olması hasebiyle, vade sonunda anaparaya ilaveten belli oranda faiz getirisi sağladığından dinen caiz son zamanlarda çıkardığı altına dayalı kira sertifikası uygulaması ise, belli miktarda altın birikimine sahip bir kimsenin, bu meblağ karşılığında bir varlığı gayrimenkul ya da hisseyi belli süre sonra geri satabilme ya da devir hakkı saklı kalmak kaydıyla devletten satın alması ve ardından devlete kiralaması işleminden ibarettir. Dolayısıyla altın kira sertifikasına sahip olan bir kimse; devletten satın alıp yine devlete kiralamış olduğu bir varlığa ait mülkiyeti temsil eden belgeye sahip olmakta ve belirlenen kira bedelini almaktadır. Üzerinde anlaşılan vadenin bitiminde ise devlet, sertifika karşılığında almış olduğu altını sertifika sahibine aynı miktarda fiziki olarak teslim etmek, hesabına yatırmak ya da o günkü değeri üzerinden nakit olarak geri vermek suretiyle malı ondan satın almaktadır. Fıkıh literatüründe, bir malı müşteriden bizzat kiralamak ve bedeli iade edildiğinde de geri almak üzere yapılan satışa “bey’ bi’l-istiğlâl” adı verilmiştir Mecelle, md. 119. Vefâ yoluyla satış ve icareden mürekkep bir akit olarak kabul edilen bu muamele hakkında farklı yaklaşımlar ileri sürülmüş olmakla birlikte, akde konu taşınmazın satışı ve tahliye yoluyla müşteriye teslimi sonrasında müşteriden kiralanması halinde söz konusu muamelenin caiz olacağı bazı âlimler tarafından kabul görmüştür. Haskefî, Muhammed b. Ali b. Muhammed, ed-Dürrü’l-Muhtâr Şerhu Tenvîr’il-Ebsâr, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut 2002, s. 449; Çatalcalı Ali Efendi, Fetâvâ-yı Ali Efendi, Dersaadet 1324, I, 300-301; Ali Haydar Efendi, Hocaeminefendizâde, Düreru’l-Hükkâm Şerhu Mecelleti’l-Ahkâm, DİB, İstanbul 2016, I, 781; Ö. Nasuhi Bilmen, Hukukı İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu, Bilmen Yayınevi, İstanbul ts., VI, 127-128 Buna göre, yukarıda işleyişi anlatılan altına dayalı gayri menkul kira sertifikası uygulamasında – verilen altınların birebir gram hesabı karşılığında yatırımcıya gayr-ı menkul hissesi satılması ve sahipliğe dayalı kira sertifikası olması şartıyla- fıkhi açıdan herhangi bir sakınca Promosyonu caiz midir?Bankaların, kamu veya özel sektörde çalışanlara, çalıştığı kurumlar tarafından maaşlarını kendilerinden almayı tercih etmeleri karşılığında vermiş oldukları promosyonlar, işleyiş bakımından faize tam olarak benzememekle birlikte faiz şüphesinden de tümüyle uzak itibarla, temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olanların bu parayı kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları yakınları için kullanmamaları; bilakis ihtiyaç sahibi fakirlere vermeleri uygun KARTI İLE ALTIN SATIŞI CAİZ Mİ?Altın, gümüş, döviz, TL vb. para cinsinden olan şeylerin birbirleriyle değiştirilmesine sarf denir. Sarf akdinde bedellerin peşin olması gerekir. Aksi takdirde yani, bedellerden birinin veresiye olması halinde yapılan işlem faize nesîe ribasına dönüşür. Buna göre altının, vade farkı uygulanmasa bile veresiye olarak satılması faiz olacağından caiz değildir. Konuyla ilgili olarak Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır “Altına karşılık altın, gümüşe karşılık gümüş, buğdaya karşılık buğday, arpaya karşılık arpa, hurmaya karşılık hurma, tuza karşılık tuz; cinsi cinsine birbirine eşit ve peşin olarak satılır. Malların sınıfları değişirse peşin olmak şartıyla istediğiniz gibi satın.” Buhârî, Büyû’, 74-82; Müslim, Müsâkât, 81; Tirmizî, Büyû’, 23Altının kredi kartıyla satışı konusunda farklı görüşler ileri sürülebilir. Kart sahibi olan kurumun bankanın, kredi kartı ile yapılan satışın bedelini, anında satıcının hesabına yatırması halinde, yapılan alışverişin sahih olacağı, dolayısıyla burada nesîe veresiye ribasının söz konusu olmayacağı söylenebilir. Altın bedelinin anında satıcının hesabına geçilmeyip daha sonra ödenmesi durumunda yukarda belirtilen, sarf akdi şartına riayet edilmediği ve altının para ile veresiye satışı söz konusu olduğu için caiz olmaz. Her halükarda altının peşin ödeme ile alım satımının yapılmasının daha doğru olduğu Müslüman olarak şüpheli şeylerden kaçınılması ve peşin para ile altın veya dövizin alınmasının daha isabetli ve ihtiyatlı olacağı KARZ/BORÇ VERİLMESİ CAİZ MİDİR?Altın, mislî mallardandır. Dolayısıyla altının, cumhuriyet altını gibi tane ile alınıp satılanlarının sayı ile; 22 ayar bilezik gibi tartı ile alınıp satılanlarının ise tartı ile borç karz verilmesi caizdir. Fakat geri ödenirken ne eksik ne fazla, alınanın tam olarak misli verilmelidir. Bunun yanında tarafların kabul etmesi halinde, alınan altın borcu, para olarak da kartı ile yapılan alışverişlerde bankanın yaptığı hizmet karşılığında iş yeri sahiplerinden komisyon alması faiz olur mu?Bir iş veya bir hizmet ya da mal karşılığında alınan bedel helaldir. Bankalar verdikleri kredi kartlarıyla bir hizmet sunmaktadırlar. Dolayısıyla kredi kartı ile yapılan alışverişlerde, bankanın verdiği hizmet karşılığında anlaşma gereği iş yeri sahiplerinden komisyon adı altında almış olduğu ücret, faiz olarak kartı ile yapılan taksitli alışverişlerde peşin fiyata göre bir miktar fazla ücret ödenmesi caiz midir?Bir malı peşin olarak satmak caiz olduğu gibi, vadeli ya da taksitle satmak da caizdir. Peşin veya çeşitli vadelere göre taksitlendirilerek satışa sunulan bir malın, değişik alternatifleri gözden geçirdikten sonra bunların birini tercih edip, akdi onun üzerine kurmak suretiyle vadeli veya taksitli olarak satımında dinen bir sakınca önemli olan, pazarlığın bittiği sırada satış bedelinin belirlenip akdin bu bedel üzerinden kesinlik kazanmış olmasıdır Serahsî, el-Mebsût, XIII, 8. Bu şartlara uymak kaydı ile veresiye alışveriş fiyatının peşine göre daha fazla olmasında bir sakınca yoktur. Ancak akit bittikten sonra banka ya da finans kuruluşları gibi üçüncü şahıslar tarafından zimmetteki peşin borcun vadeli olarak yeniden yapılandırılması faizli işlem sayılacağından caiz değildir.Din Etiketler Altın Hesabı Açmak Caiz mi? Dini Hükmü Nedir? Kredi Kartı ile Altın Satışı Caiz mi?, Diyanet işleri altın hesabı, altın hesabının hükmü Mekteb-i Derviş Son güncelleme Şub 23, 2020 En son faizsiz kampanyalar için abone olun ! Bir mal ya da hizmetin peşin satılmasıyla vadeli satılması arasındaki farka vade farkı denilmektedir. Vade farkı ticari hayatın gereklilikleri nedeniyle işletmelerin çoğu zaman başvurması gereken bir ticaret biçimidir, çünkü paranın değeri her gün aynı değildir ve bu süreçte kaçırılacak fırsatlardan doğan, katlanılan ek maliyetin karşılanmasını mümkün kılan ek bir ödemeye de ihtiyaç duyulur. Kafa karışıklıklarını gidermek adına vade farkı nedir, faizle arasındaki fark neler ve türevi konulara değinilmesi yararlı olacaktır. Vade Farkı ve Faiz Arasındaki Farklar Vadenin sonunda yani taksitlerin bitiminde toplamda ödenmiş olacak parayla ilgili herhangi bir anlaşmazlık çıkmaması, pazarlık sonrasında bir meblağ için karar kılınmış olması durumunda vadeli satışlar yapılabilir. Vadeli satış ile faiz arasındaki ilk fark pazarlık yapılabilmesi, yani iki tarafında kendisinden ödün verebilmesi ve bunun bir anlaşmaya tabii olmasıdır. Vade farkı ticari hayatın gerekliliklerinden birisidir. Çünkü Ocak ayının 1’nci günü malını satan fakat ödemesinin tamamını Haziran ayında alacak olan bir tüccar için bu 6 aylık süreç sonunda eline geçen paranın değeri Ocak ayındakiyle aynı olmayacaktır. Para genellikle değer kaybetmeye meğillidir, bu nedenle ticaretini korumak durumunda olan tüccar vade farkı almak durumundadır. Vade farkı bu süreçte işletmenin peşin parasını değerlendirememesinden kaynaklanan maliyeti karşılamak için ödenir. Örneğin bu işletme Ocak ayının 1’nci gününde tüm parasını alsaydı yine aynı gün içerisinde farklı mal siparişleri yapabilirdi, ancak daha önce de değinildiği gibi para değer kaybetmeye meyillidir ve altı ayın sonunda muhtemelen daha yüksek bir meblağ ödeyerek mal siparişi yapması gerekir. Faiz ödemesinin gecikmesi halinde gecikme cezası adı altında ek bir faiz maliyetine katlanılır. Vade farkında ise böyle bir durum söz konusu değildir. Çoğu zaman tüccar ile mal satın alan kişi arasında senet ya da borç sözleşmesi imzalanır. Vade farkı ödemelerinin gecikmesi halinde gecikme faizi uygulanmaz, hukuki yollara başvurulur ve icraya kadar varan bir süreçle muhatap olunur. İslam Dinine Göre Vade Farkı Caiz Mi? İslam dini ticareti helal, faizi haram kılmıştır. Gayrimeşru kazanç yöntemlerinden de uzak durulmasını tavsiye eden İslam dini, insaf kavramına büyük önem arz eder ve ticaretin güçlü ikili bağlar kurularak ilerlemesini tavsiye eder. Alışveriş peşin ödemeyle ya da vade farkıyla yapılması fark etmeksizin caizdir. Ticaret kar elde etmek için yapılır, ancak aynı zamanda insanların ihtiyaç duyduğu ürün ve hizmetlere erişmesi için de bir gerekliliktir. Gayrimeşru kazanç yöntemlerine başvurulmadıkça yapılan ticaretin de ibadet hüvviyetine sahip olması mümkündür. İslam ticari kazanç konusunda herhangi bir üst sınır belirlememiş ve burada da insaf kavramına odaklanmıştır. Piyasa koşullarına göre uygun bir oranda kar payı talep edilmesi mümkündür. Bu kapsamda tüccarların sermayesini koruması, ticarete devam edebilmesi için kar karşılığında vade farkıyla satış yapabilmesinin de önü açılmıştır. vade farki nedir Vade farkının caiz sınırlar içerisinde kalabilmesi için anlaşmaların çok keskin hatlarla net bir şekilde yapılması gerekir. Örneğin peşin alırsan 1000 TL, 6 ay taksitle alırsan 1200 TL denilmesinde dinen herhangi bir mahsur yoktur ve alışveriş yapılabilir. Fakat peşin alırsan 1000 TL, 6 ay taksitle alır ve ayın ilk 10 günü içerisinde ödeme yaparsan 1200, son 20 günü içerisinde ödeme yaparsan 1250 TL denilmesi dinen caiz değildir. Çünkü ikinci anlaşmada tüccar ve alıcı bir fiyat için değil birden fazla fiyat için anlaşma yapmaktadır. İşte burada faiz ortaya çıkmaktadır ve bu anlaşma caiziyetini kaybeder. Kaynak Mehmet Paksu Sorularlaislamiyet Faiz İle Kâr Payı Arasındaki Oranlar Neden Benziyor konulu yazımızı da ortalama 4 dk içerisinde okuyabilirsiniz. 1 500TL'lik limiti olan bir kredi kartına internet üzerinden 600TL olan bir eşyaya 2 taksit yapılabilir mi? MediaMarkt'dan alacağım bu dediğim şekilde olmaz ise elden 100 TL verip sonra 2'ye bölebilir miyiz? 2 bildiğim kadarıyla 500 limitli kartla taksit olsa bile 500 tl üstü eşya alınamıyor 3 Limitiniz kadar alışveriş yapabilirsiniz. Yani 600 liralık ürün alıp iki taksite bölünce limitinizden 300 lira düşeceğini zannetmeyin. Taksitli alışveriş de olsa toplam tutarı limitinizden düşer. 500 TL limitli kart ile en fazla 500 liralık alışveriş yapabilirsiniz. Taksitli yaptığınız alışverişlerde de vade farkı varsa, bu vade farkı toplam tutara eklenir. Bu tutar eklenince 500 lirayı 10 kuruş bile geçerse ödeme başarısız olur. 4 Kalan limit mi 500 TL yoksa toplam limit mi? 5 Kalan limit mi 500 TL yoksa toplam limit mi? Fark etmez. Her ikisi de alacağı ürünün tutarında olmalı minimum. Taksitli alışveriş bir nevi senet gibidir. Banka senden 10 ayda 10 lira alabilecekse sana o 10 lirayı peşin verir. tek seferde ödeme yapar senin için 10 ayda o parayı parça parça senden geri alır. 6 Fark etmez. Her ikisi de alacağı ürünün tutarında olmalı minimum. Taksitli alışveriş bir nevi senet gibidir. Banka senden 10 ayda 10 lira alabilecekse sana o 10 lirayı peşin verir. 10 ayda o parayı senden geri alır. Bu soruyu sormamın sebebi eğer toplam limit atıyorum 2000 TL ise ama kalan limit 500 TL ise 100 TL kartına yatırıp limitini 600 TL yapabilirdi. 7 Bu soruyu sormamın sebebi eğer toplam limit atıyorum 2000 TL ise ama kalan limit 500 TL ise 100 TL kartına yatırıp limitini 600 TL yapabilirdi. Bir çok banka verdiği limitin üstüne ilave kabul ediyor zaten 8 Bu soruyu sormamın sebebi eğer toplam limit atıyorum 2000 TL ise ama kalan limit 500 TL ise 100 TL kartına yatırıp limitini 600 TL yapabilirdi. Toplam limit 500 olsa bile karta 100TL yatırıp 600TL’lik ürün alabilir. 9 Toplam limit 500 olsa bile karta 100TL yatırıp 600TL'lik ürün alabilir. Nasıl yani. Mesela benim kart limitim 1700 TL. Şimdi ben 1000 TL o karta yatırıp 2700 TL'lik alışveriş yapabiliyor muyum taksitle. 10 Nasıl yani. Mesela benim kart limitim 1700 TL. Şimdi ben 1000 TL o karta yatırıp 2700 TL'lik alışveriş yapabiliyor muyum taksitle. Evet. Diyanet TV Youtube Kanalına Abone Olun! 15968 kez izlendi Aklınıza takılan soruları her bölümde işin uzmanına soruyoruz. Özel Klipler+ Tümü Kurban Günlerinden Önce Kesilen Hayvanlar Kurban Hükmünde midir? - İdris Bozkurt Günlük hayatta bireysel ve toplumsal olarak karşılaştığımız durumlara dair; telefon, mail ve ınstagram üzerinden ilettiğiniz soruların cevaplandığı Diyanet'e Soralım -işaret dili tercümesiyle- birlikte Diyanet TV'de. 826 kez görüntülendi Kurbanlık Hayvanlardaki Yaş Sınırı Nedir? - Dr. Fatih Mehmet Aydın Günlük hayatta bireysel ve toplumsal olarak karşılaştığımız durumlara dair; telefon, mail ve ınstagram üzerinden ilettiğiniz soruların cevaplandığı Diyanet'e Soralım -işaret dili tercümesiyle- birlikte Diyanet TV'de. 286 kez görüntülendi Dini Nikâh Yapılırken Abdestli Olmak Gerekir mi? - Dr. Fatih Mehmet Aydın Günlük hayatta bireysel ve toplumsal olarak karşılaştığımız durumlara dair; telefon, mail ve ınstagram üzerinden ilettiğiniz soruların cevaplandığı Diyanet'e Soralım -işaret dili tercümesiyle- birlikte Diyanet TV'de. 329 kez görüntülendi Peygamber Efendimiz sas İçin Kurban Kesilebilir mi? - Dr. Fatih Mehmet Aydın Günlük hayatta bireysel ve toplumsal olarak karşılaştığımız durumlara dair; telefon, mail ve ınstagram üzerinden ilettiğiniz soruların cevaplandığı Diyanet'e Soralım -işaret dili tercümesiyle- birlikte Diyanet TV'de. 245 kez görüntülendi Kişi Eşinin Malı Üzerinde Söz Hakkına Sahip midir? - Dr. Fatih Mehmet Aydın Günlük hayatta bireysel ve toplumsal olarak karşılaştığımız durumlara dair; telefon, mail ve ınstagram üzerinden ilettiğiniz soruların cevaplandığı Diyanet'e Soralım -işaret dili tercümesiyle- birlikte Diyanet TV'de. 247 kez görüntülendi Ebced Hesabı nedir? Ebced Hesabı Yapmak Caiz midir? - Dr. Fatih Mehmet Aydın Günlük hayatta bireysel ve toplumsal olarak karşılaştığımız durumlara dair; telefon, mail ve ınstagram üzerinden ilettiğiniz soruların cevaplandığı Diyanet'e Soralım -işaret dili tercümesiyle- birlikte Diyanet TV'de. 276 kez görüntülendi 1 İnternet üzerinden satış yapıyoruz. Satışlarımızda müşteri taksitli alış yaptığında banka vade farkı uyguluyor. Örneğin müşteri 100 tl'lik bi ürünü alırken tek ödeme seceneğini kabul ettiğinde hesabımıza 100 tl geciyor, 100 tl tutarında fatura kesiyoruz. Fakat müşteri taksitli alış yaptığında banka tarafında müşteriye vade farkı uygulanıyor. Örneğin 100 tl lik satışta 6 taksitli secildiğinde banka müşteriye 10 tl vade farkı yansıtlıyor. Vade farkının aslında firmamızla bi ilgisi yok, banka müşteriden tahsil ediyor. Yine bizim hesabımıza sonucta 100 tl geçiyor. Bu durumda 10 tl olan vade farkını faturaya dahil etmelimiyiz ve Kdv hesaplamalımıyız. Bankanın uyguladığı vade farkını faturada ayrıca göstersek ve kdv hesaplmasak vergi kanunlarınca yanlış bi işlem mi yapmış oluruz... Bu konuyla ilgili İstanbula kurumsal bi firmadan 2010 eylül ayında yapmış olduğum bi alış verişte aşağıda ki gibi bi uygulmayla karşılaştım. Ürün bedeli 945,04 Banka Komisyon Bedeli 11,26 Kdv tutarı %18 170,11 945,049*%18 Genel Toplam Bu uygulama doğrumudur. Yardımlarınız için Teşekkürler...

kredi kartı vade farkı caiz mi