Perşembe günü (21 Ocak 1580) Takiyüddîn’in rasathanesini denizden hedef alarak bir gecede topa tutarak yerle bir etti. Gözlemevi yıktırıldıktan sonra, Takiyüddin’in kimilerine göre İstanbul’da kaldığı, Kâtip Çelebi’ye göre ise Şam’a giderek ve bilimsel çalışmalarını tek başına sürdürdüğü ve 1585’te hoŞgeldİnİz! bugÜn 12 hazİran 2022, pazar Bu konuda bilim adamlarının birkaç hipotezi var.Tüm hipotezlerin ortak noktası çevresel bir değişikliğin altını çizmesi ve özellikle de bu değişikliklerin bipedalizmin evrimini tetiklemesidir. İyi ortaya konulmuş üç hipotez şöyledir. 1.Savan hipotezi 2.Ağaçlık bölge-mozaik hipotezi 3.Değişkenlik(variability) hipotezi İştesık sık duyabileceğiniz "Evrim, bilim dünyasında kabul görmeye devam ediyor." hikayesinin ardındaki gerçek budur. Evrim, bilimsel bir değeri olduğu için değil, ideolojik bir zorunluluk olduğu için ayakta tutulmakta ve bu durumun farkında olan bilim adamlarının da sadece bir kısmı "kral çıplak" demeyi göze almaktadır. Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873'te İstanbul'da doğdu. Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti'ne bağlı Arnavutluk'un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu. Bu koşulu kabul etmeyenler itibar sağlayamazlar, saygıyla anılmazlar. Hatta alaycı üsluplarla, bu kişiler sindirilmeye çalışılır. İşte bu, aslında evrimci telkin metodlarının, Darwinist büyüyü sürdürmede kullanılan yöntemlerin en etkililerinden biridir. O yüzden bu konuda biraz daha derinlemesine durmakta fayda vardır. Yqdgz. 18 Ekim 2011, 1507 Rostov-na-Donu/Ajans Kafkas – Rostov-na-Donu’da “Kuzey Kafkasya’da gerginliğin tırmanışında Çerkes Meselesi’ adlandırmasının kullanımına karşı öncelikli önlemler” konulu bir yuvarlak masa toplantısı yapıldı. Toplantının sonuç bildirgesinde, Kafkasya tarihi alanında Rus tezlerinin propagandasını yapmak ve bağımsız bilim adamlarının araştırmalarına sansür uygulamak bilimsel’ hedef olarak öne sürülüyor. Güney Federal Üniversitesi Kuzey Kafkasya Bilim Merkezi Başkanı Mikhail Rozin, toplantıda, Kuzey Kafkasya üzerinde çalışacak ortak bir bölgesel merkez kurulması fikrinin deklare edildiğini açıkladı “Hem XIX yüzyıl Kafkasya savaşı hem de bugünkü Çerkes Meselesi’ konusunda bundan sonra yapılacak çalışmaların birleştirilmesi zorunluluğu çoktan meydana geldi. Bu yüzden yuvarlak masa toplantısında Kuzey-Kafkasya incelemeleri için ortak bir Merkezin kurulma fikri deklare edildi” Mikhail Rozin “Yuvarlak masa toplantısında biz bu fikri ortaya koyduk. Şu anda meslektaşlarımızla bu konuyu görüşüyoruz, ancak merkezin açılış günü ve yöneticilerinin kim olacağını söylemek için henüz erken” dedi. Toplantının sonuç bildirgesinde, açılması planlanan merkezin üç ana konuda çalışmalar yapması düşünülüyor “Birincisi, Kuzey Kafkasya halklarının Rus devleti yapısına entegrasyonu tecrübesi ve Çerkes Meselesi’nin bu tecrübe kapsamında değerlendirilmesi. İkincisi; 1940’ların ikinci yarısından sonra hukuki uygulamaya geçen “Soykırım” kelimesinin kullanımının hukuka uygunluğu. Üçüncüsü; Rusya-Kuzey Kafkasya tarihindeki olumlu’ anların vurgulanması”. Bunun dışında Güney Rusya bilim adamları, merkez tarafından yapılan araştırmalarda alınan sonuçların yayınlanması, fakat istikrar bozucu’ ve uydurma’ eleştiri ve yorumların yayınlanmaması konusunda anlaştı. Sonuç bildirgesinde ayrıca, “Hem Rusya’da hem de Çerkes diasporasının yoğun olduğu Abhazya, Türkiye, ABD ve diğer ülkelerde elde edilen araştırma materyallerinin yayılmasına ihtiyaç var” denildi. Çerkes Meselesi tabiri ana hatlarıyla, soykırıma uğrayan ve vatanlarından sürgün edilen Çerkes halkının, haklarının iade edilmesi sorununu ifade ediyor. Bu konu 2014 Soçi Olimpiyat hazırlıkları çerçevesinde, her geçen gün gündemdeki ağırlığını arttırıyor. KU/ÖZ/YA 'Sessiz Asfalt' Avrupa Birliği'nin gerçekleştirdiği yarışmada ödül aldı. Rus bilim adamlarının, özel bileşenler yardımıyla ortaya çıkardıkları “Sessiz Asfalt” Avrupa Birliği'nin gerçekleştirdiği yarışmada ödül aldı. Hollanda Çevre ve Altyapı Bakanlığı tarafından Utrecht şehrinde gerçekleştirilen yarışmaya Avrupa’nın farklı ülkelerinden 18 şirket katıldı. Yarışma kapsamında, şirketlerden karayolu asfaltındaki sesi en az 10 desibel azaltabilecek bir çalışma ortaya konması istendi. Rus Devlet Şirketi Rosnano’nun alt şirketi Unikom tarafından hazırlanan projede, aktif lastik tozunun yoğun bir şekilde işlenmesi yardımıyla yapılan asfalt, gürültüyü en az 6-12 desibel gücünde azaltıyor. Rus şirketin bu çalışması, Hollandalı ve İsviçreli şirketle birlikte ödül almaya hak kazandı. Rosnano’dan yapılan açıklamada, söz konusu yarışmanın en önemli amaçlarından birinin karayolları asfaltı konusunda karşılıklı bilgi paylaşımı ve bu konuda ortak bir bilgi havuzu oluşturulması olduğu ifade edildi. Sibirya'da bir buzulun altında bulduğu bakteriyle çalışmalar yapan Rus bilim adamı şoke eden bir iddiada bulundu. Moskova Devlet Üniversitesi’nde görevli Anatoly Brouchkov 2009’da Sibirya’da bir buzulun altında bulduğu bakteriyi önce fareler sonra kendi üzerinde denedi. milyon yıllık bakteriyi kendisine enjekte eden Rus bilim insanı artık hastalanmadığını öne Yakutistan bölgesinde bulunan Mamut Dağı eteklerindeki bir buzulun altında Bacillus F ismi verilen milyon yıllık bakteri keşfedildi. 2009'da bu keşfi yapan ekibin başındaki Moskova Devlet Üniversitesi'nde görevli Anatoly Brouchkov 3 yıl süren araştırmalarında bakterinin hücreleri gençleştirici ve bağışılık sistemini kuvvetlendirici özelliğini keşfetti. 2012'de yapılan laboratuvar testlerinde kobay olarak kullandığı farelerde bu tezinin doğru olduğunu kanıtlayan Brouchkov 3 yıl önce de bakteriyi kendi üzerinde denemeye karar vererek insanlı test çalışmasına başlamış Siberian Times isimli gazeteye deneyin kendi vücudunda nasıl bir etki yarattığını anlatan Brouchkov, "Daha çok çalışmaya başladım. Son iki yıldır bırakın hasta olmayı grip bile olmuyorum. Fareler ve meyve sinekleri üzerinde yapılan başarılı deneylerin ardından, aktive edilmemiş bakteri kültürünü denemenin ilginç olacağını düşündüm" dedi. Brouchkov, Yakut Türklerinin uzun yaşamasının sırrının bölgedeki sularda bulunduğunu iddia ettiği bu bakteri olduğunu düşünüyor. Brouchkov, bakterinin insan vücudunda nasıl pozitif bir etki yarattığı konusunda ise ellerinde net bir bulgu olmadığını söylüyor. Rus bilim insanı "Gerçekte aspirinin nasıl işe yaradığını da bilmiyoruz, ancak yarıyor. Aynı şey burada da geçerli. Mekanizmayı anlayamıyoruz, ancak sonucu görüyoruz. Bakterinin çalışma mekanizmasını anlamak istiyoruz. Ölümsüz bakteriler ve ölümsüz canlıların olduğunu ve bu bakterilerin kendilerini koruyabildikleri için ölmediklerini düşünüyoruz" DA ARTIRIYORFareler üzerinde yapılan deneylerde bakterinin doğurganlığı artırdığı ve doğurgan olmayan yaşlı farelerin üremeye başladığı tespit edildi. Bacillus F isimli bakterinin gençleştirici etkisini The Siberian Times gazetesine değerlendiren epidemolog Dr Viktor Chernyavsky, "Bu bakterinin biyolojik olarak salgıladığı aktif maddeler kobay farelerin bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu salgılar doğurganlığı da artırıyor" TEMİZLEYEN BAKTERİSiberya'nın donmuş toprağında yaşam iksiri adı verilen bakterinin haricinde olağanüstü nitelikte başka bakteri çeşitlerinin de bulunduğu ileri sürüldü. Bu bakterilerden biri petrol moleküllerini yok ediyor. Siberian Times'taki habere göre bu moleküller sayesinde çevredeki petrol atıklarını temizlemek amacıyla bir sistem geliştirilebilir. 1751 Son Güncelleme 2015 Nature Physics dergisinde yayımlanan makalede, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı'ndan araştırmacılar, geliştirdikleri yeni teknolojinin, bilgisayar yongaları, LED'ler ve transistörlerin daha da geliştirilmesini sağlayacağını telefonları gibi cihazlarda bulunan piezo-elektrikli hoparlörlerin insan kulağının duyabileceği düşük frekanslarda çalıştığını kaydeden araştırmacılar, bu prosesi tersine çevirerek, ışığı üretmek için, insan kulağının duyabileceğinden 100 milyon kez daha yüksek frekanslı ses dalgaları kullandıklarını ifade karmaşık araştırmanın başında yer alan Michael Armstrong, geliştirdikleri prosesin, yüksek frekanslı seslerin ışığa çevrilmesini çok doğru bir şekilde görmeyi sağladığını söyledi. Amerikalı bilim adamları, elektrik sinyallerini sese dönüştüren bir prosesi tersine çevirerek ilk kez yüksek frekanslı sesleri ışığa çevirmeyi başardıklarını açıkladılar. Nature Physics dergisinde yayımlanan makalede, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı'ndan araştırmacılar, geliştirdikleri yeni teknolojinin, bilgisayar yongaları, LED'ler ve transistörlerin daha da geliştirilmesini sağlayacağını belirttiler. Cep telefonları gibi cihazlarda bulunan piezo-elektrikli hoparlörlerin insan kulağının duyabileceği düşük frekanslarda çalıştığını kaydeden araştırmacılar, bu prosesi tersine çevirerek, ışığı üretmek için, insan kulağının duyabileceğinden 100 milyon kez daha yüksek frekanslı ses dalgaları kullandıklarını ifade ettiler. Bu karmaşık araştırmanın başında yer alan Michael Armstrong, geliştirdikleri prosesin, yüksek frekanslı seslerin ışığa çevrilmesini çok doğru bir şekilde görmeyi sağladığını söyledi. KAYNAK AA

rus bilim adamlarının bulduğu cehennem sesleri